31 Aralık 2020
2021 senesi için temenni:
DSO’nun başındaki beyefendiden -her liderin olması lazım geldiği gibi- moral ve şevk verici olması beklenirken, kendisi tutup yeni sene hediyesi olarak “daha bu bir şey değil, çok daha kötüleri gelecek” diyebiliyor…
Böyle bir dünyada, daha önce de anlatmaya çalıştığım gibi, Covid, en büyük bedelini süratle almaya başladı. Zaten uzun süredir bozulmaya yüz tutmuş Ruh sağlığımız bozuldu, ve bozulmaya da devam ediyor.
Haberlere bakmak dahi içimden gelmiyor. Cinnet, Cinayet, çoğunlukla da daha az karşı koyabilen cinse karşı şiddet…
Üç dünya güzeli kız evladı ve onlardan da güzel -şimdilik-üç kız torun (damatlar ve 3 de erkek torunumu bu kez değişiklik olsun diye başta saymadım) mesuliyetini sırtlanarak 2021’e girerken bilhassa cinsiyete dayalı şiddet olaylarına dikkatinizi çekmek isterim.
“Türklerde olmaz Yunan’da olur” – veya tersi, veya başka ırkçı söylemler…, ya da “Müslüman yapmaz” …
bir dakika, Müslüman yapmaz evet de… Müslümanlığı sadece ibadet sanıp, gösterişli namaza indirgemiş olup, imanın aslının sevgi olduğunu hiç öğrenememişler, cidden Müslüman mı sayılacak?
DAES’e sorsan onlar da kendini Müslüman sanmakta veya karısını dövüp, hatta öldüren, sonra da “namusumu temizledim” deyip belki de Cumaya gidene göre? “Elhamdülillah Müslümanım”… Öyle mi?
Kızgınım… Üzgünüm…
Hutbelerde bu durumun köküne kadar inmeyip bir yerden gelen direktifleri okuyanlara da kızgınım!
Hiç mi canları yanmıyor? İçleri acımıyor? (Yapanlar haklarını helal etsin).
Elimizde muhtesem bir din ve onu tebliğ eden zatın hayatı dururken, Mevlana, Yunus, Tasavvuf gibi sevginin aslı varken…
Sevgi…
Lütfen bunu işleyelim, çocuklarımızın nasıl eğitilmesi lazım geldiğini anlatalım.
Kendini sevmeyen, sevgisiz olan, nasıl sevgi verebilir? Sevgi almamış olan nasıl sevgi geliştirsin?
Sevgisiz, tamamen Algoritma, yani mantık üzerine çalışmaya başlayan bir dünya çağına girdik bile.
Bu yüzden dini telkinin korkutucu değil, en büyük eksik olan “sevgi” üzerine olması lazım geldiğini düşünüyorum.
Bir ırk diğerinden iyi veya kötü olamaz. İnsan insandır!
Bana göre siyasetin elindeki tüm imkânı acilen bu yöne kaydırması gerekir, tabii ki alt yapı, yollar vs ekonomik kalkınma için şart – ancak ruhumuz, insanlığımız, sevgimiz gitti, gidiyor.
Etrafımız insan gibi gözüküp ama içi insan olmayan “insansı”larla doldu taştı. Sizler bu oluşumu göremiyor musunuz? Bilhassa Covid gibi sıkıntılar ortaya çıktığında, insanlar sürü içinde kaybolmayıp tek başlarına kaldığında bu durum daha da belirgin olarak ortaya çıkmakta…
Ne mi yapılmalı?
Eğitimsiz ebeveyn, kız çocuğunu hor görüp, erkek evladını da göklere çıkarır – veya tam tersi erkeğe (hayat boyu yara bırakacak şekilde) kötü davranırsa, bu çocuklardan ileride karşı cinse gerektiği gibi davranmasını nasıl bekleyebiliriz?
Ayrıca asıl dinimizin hakikatini öğrenmemiş, bilmeyen, Resulümüzün hayatını nasıl ibret alsın da, buna göre evlat yetiştirsin?
Görüşüme göre beğenmediğimiz önceki jenerasyonlar, yani annelerimiz, dedelerimizden bu yana insansılar gittikçe artmış, çünkü INSAN olma eğitimimiz yolda kalmıştır.
Dini eğitim dahil tüm eğitim sistemimiz insan olmayı öğretmeye daha fazla yönelmelidir. Bunun için acilen özel programlar yapılmalıdır, hocalar yetiştirilmeli, müfredatlara konmalıdır. Ben ne siyasetçi ne de eğitimciyim, ancak temenni edebilirim…
Her zaman dil öğrenimine önem veren biri oldum, ancak bugünkü görüşüm dil öğrenimine yeni dünyada gerek olmayacak.
Teknoloji icabına bakmaya başladı bile… Ve göreceksiniz şu an okula başlayanlar bile bu yönde 3-5 seneye kadar çok farklı eğitilecekler…
Tabii ki “hakiki dili bilme” ile “tercüme” arasında çok fark var. Dil bilme, o dilde düşünebilmeyi, kültürü anlamayı da getirir – bu doğrudur, Dil öğrenimi hala çok büyük önem taşımakta ancak büyük öncelik INSAN olmayı öğrenmek, öğretebilmektir artık.
Çünkü insan olmayı kimse, hiç bir teknoloji, hiçbir AI öğretmiyor, tam tersine bugünkü insanların davranışlarından ileri giden AI yeni teknolojileri buna göre geliştiriyor… ileride INSAN olma kalmayacak ve ben buna uzun süredir dikkat çekmeye çalışıyorum.
Eğitim sistemi… başka?
Dikkatinizi mutlaka çekmiştir, başına kötü bir şey gelen küçücük kızlar, hanımlar… Bazen bırakın hiç bir şekilde empatisi olmayan Savcılarla, aynı şekilde önceden bahsetmeye çalıştığım değerleri gelişmemiş Avukatlar ile muhatap olma durumundalar.
Avukat, Savcı ve Hakimlerimiz de tabii ki toplumumuzdaki bu noksanın, hatta bu hastalığın birer aynasıdır.
Eğitim ve Siyasi yönlendirme bu konuda çok açık ve gerekirse sert olmalıdır.
Mevzuyu işleyen Medya Mensupları da bu mağdurlara yapılanların bilinçli veya bilinçsiz büyük parçası olmaktadır. Haber sistematiği de “koruma” üzerine olmalıdır.
Unutmayalım:
Asıl halen Annedir. Anne nasıl eğitildiyse, nasıl gördüyse erkek veya kız çocuğunu o şekilde büyütür. Şiddet uygulayan çocukların da Anneleri vardır!
Bu biraz uzun yeni sene temennimi sonuna kadar okuyanlara teşekkür ederken, 2021’de bu konuya biraz daha fazla eğilinmesini ümit ediyorum
Sağlıklı kalın, sevgilerimle
Cuneyd Zapsu